Thursday, February 18, 2010

oradan buradan şuradan...


eskiden arayı bu kadar açmazdım...
şimdi blogumu aldatıyorum!.. başka bir blog buldum kendime :)
ama böyle yapmazdım... dun kızlar hatırlattı bana hic yazmadigimi artik buraya!
gerek tatilgunlugum.blogspot.com, gerek burasi, gerek digeri... hepsine ilgi gosterirdim... buraya en son 3 subat'ta IFW yazmisim... oooo ooo...
neler oldu neler...
Kartalkaya'ya gittim bu KIS sezonunda hem de 2 kere... arkadaslarla...
umarım 3.'su olur ama bakalım...
ve aktivite aktivite ustune geliyor... yarin Candan Ercetin konseri, haftaya Cumartesi Caveman!..
bir de herkes, tum arkadaslarim bu aralar ya dogum yapıyor ya da hamile kalıyor!
Dogum yapanların sayısı 2'ye çıktı...
Doğumu yakın olanların sayısı da 2'de...
Hamile olanların sayısı da 2'de... e yani.. biz bebekli arkadaşlar olmaya başlıyoruz...
beni okuyan bilir..
ben birkaç ay öncesine kadar evlenmek icin cok erken degil mi yaa?? diye yazı yazarken bir de başıma hamile olup doğuranlar çıktı :)
neyse geniş ailemizin büyüdükçe büyümesi güzel bir şey tabi!.. :)

ha bir de bugun aldigim habere gore yeni bir VESPA'mız olduuu!!
yine okuyan bilir diyecegim.. ben bir motor tutkunuyum! :)
gecen yaza kadar hem sevgilimin hem de benim motorumuz vardı...
Yaz bitti mertlik gitti misali, benim motor kira surem bitti, sevgilimin de satması gerekti...
Ama şimdii yenisi geldi! Bugun aldım haberi, hemen yazdım buraya oldu biraz! :)
ama mutluyum ve bunu paylaşıyorum sizlerle...

Bir de Twitter ne kadar çok girdi hayatımıza??
Hiç bu kadar olacağını düşünmüyordum... köşe yazarları, tüm sanatçılar artistler herkes herkes orada ve herkes bişiler bıdı bıdılaşıyor...
Meger insanların ne cok soyleyecekleri varmış da haberimiz yokmus...

Bu arada Pilates'e gidiyorum.. elimden geldikce.. ne kadar gidebilirsem iste...
sonuc vucutta pek farklılık olmasa da nefes alış verişlerim de var!
Çünkü adamlar sana once onu ogretiyor... her yaptığın harekette (ben aletli pilates yapıyorum sadece hoca ve ben oluyoruz..) once derin nefes alıp sonra veriyorsun...
Bir de vucudu upside-down yapan bir alet var ki en sonunda onu yapıyoruz - favori aletim o! bayılıyorum ona çıkmaya!...
ben bunu düşünürken Nil Karaibrahimgil'in bir yazısını hatırladım, yazısının sonunu şöyle bitirmiş :
Fazla uzatmayayım, birşey daha düşündüm öyle tek burnumu tıkamış nefesler falan alırken, senin adın "hediye!" yani Present*!
Hiç daha önce bunu düşünmemiştim. Oturdum sana bir şiir yazdım:
Madem şu an hediye
Dünde yarında gezinip durmak
Ne diye?


Not 1 : Gecen zaman zarfında Nil'de evlendi bu arada! eminim biliyorsunuzdur ama benim de en favori Turk sanatçı kişimdir kendisi... onun icin ayri bi seviniyorum! mutlu olmasına.. :)
Not 2 : Bana buraya yazi yazmadigimi, hatirlattigi icin kızlara tesekkuru bir borc bilirim! :)

Sevgiler, saygilar!

1 comment:

Seyda said...

Madem şu an hediye
Dünde yarında gezinip durmak
Ne diye?
...
budur sanirim... guzelmis =))