Saturday, July 04, 2009

for my Mr. Big...


Koskoca 6 ay!
Yeni yılın ilk 6 ayı...
Yani yarım sene...
Yani kış bitti, bahar bitti, yaz geldi :)
6 ay önce bugün konuşup sinemaya gitmiştik.
İyi ki atmışım o mesajı, iyi ki gelmek istemiş sinemaya...
Gelmeseymiş ne olurmuş? Düşünmek istemiyorum...
Bu kadar güzel geçen bu 6 ayı hiçbir şeye değişmem.
Güzel derken..kavga yok muydu, kötü gün olmadı mı?
Oldu!
Ama hiçbir gün evime, yatağıma onunla küs bir şekilde veya ona kızgın olarak uyumadım...
O da öyle.
Birbirimizden özür dilemeyi, saygılı olmayı, sevgiyi, ilgiyi hiç eksiltmedik...
Bunların azalması için daha çok yenisiniz zaten diyebilirsiniz... ama öyle değil! Balık baştan kokar!...
Hayatımı bu kadar kolaylaştıran biri hiç olmamıştı, ve bende onunkini kolaylaştırmaya çalışıyorum.
Onunla konuşmayı, düşündüğüm her şeyi onunla paylaşmayı (dilimin kemiği olmadan!), fikirlerimi anlatmayı çok seviyorum! Beni o kadar çok destekliyor ve fikirlerime değer veriyor ki... cesaretlendiriyor!
Herkesin hayatında böyle biri olmasının gerekliliğinin önemini anlıyorum!
Hele hele bu kişi “sevgiliniz” olunca – yeme de yanında yat oluyor!
Çünkü nedendir bilmem... insanlar genelde sevgilileriyle bu kadar rahat olamıyor. Bu kadar çok şeyi paylaşamıyorlar. Bu da kopukluklara, anlaşmazlıklara yol açıyor, kavga oluyor, ipler kopuyor.
Ve ne yazık ki aradaki uçurum (siz ve yaratıldığınız kişi) o kadar açılmış oluyor ki sen bile dönüştüğün insana inanamıyorsun ve orada da ilişki kopuyor...
Ama ben görebiliyorum ki bu 6 ay boyunca sevgilinin yanında ben çok çok iyi bir arkadaş, sırdaş, dost edinmişim. Seni her şeyinle olduğun gibi kabul eden, çok seven, bir göz hareketinle anlaşabildiğin,
bakışlarınla konuştuğun biri...
Uyandığında “uyanma, biraz daha uyuyalım” diyen, sana sarılan, ağladığında hiçbir şey söylemeden sadece yanında sana omuz olan, sakinleştren, doğru olanı değil – kendi düşüncesini – tarafsızca – asla yargılamadan konuşan biri...
Hatta o kadar güven veriyor ki kıskançlık seviyem için 1 ile 10 arasında (1 en az – 10 en çok) sayı vermem gerekse 3 diyebilirim! :)
En önemlisi ona çok güveniyorum! O bunu sağlıyor. Kıskançlığın gereksizliğini gösteriyor.
Hayatımda ilk defa bir erkek arkadaşımın telefonuna karıştırmak amaçlı bakmadım – ne de olsa o bir şey olsa söylüyor – sadece rahat olmam için!
Yani bana gerçekten değer verdiğini %100 hissettiğim biri var...
Ben neyi seviyorsam, benim için ne önemli ise buna dikkat ediyor. Bende onunkilere dikkat ediyorum tabi...
Mutlu olacağını bildiğin şeyleri onun için yapıyor olmak zevkli hale geliyor!
Böylece hayat yaşanması daha güzel hale geliyor. Ortak zevkler yaratılıyor, tatile gidiliyor, geziliyor, mutlu oluyor hayat!
İnsanın sevdiğinin yanında rahat olması, kendi neyse öyle olması çok güzel bir duyguymuş!
Bunu öğrendim...
Senin “x” bir huyunu sevmeyen, seni değiştirmeye çalışan biri aslında seni değil, kendi oluşturduğu insanı sevdiğini anladım! Ve ileride bir gün bunu gördüğünüzde “ama bu ben değilim!” diye isyan ettiğinizde büyük sorunlar yaşayabileceğinizi öğrendim...
Ve ne yazık ki aradaki uçurum (siz ve yaratıldığınız kişi) o kadar açılmış oluyor ki sen bile dönüştüğün insana inanamıyorsun ve orada da ilişki kopuyor...
Siz siz olun asla sizi değiştirmek isteyen biriyle mutlu olabileceğinizi düşünmeyin, hayal / olamaz!
Bu Polyannacılık olur....
Bu yüzden dediğim gibi, i am what i am!.. Ve olduğum kişiyi seviyorum!
Sevgilimin de bunu sevmesi beni mutlu ediyor!

so.. i've found my Mr. Big..!

No comments: